Lilith London Bennet Okul Müdiresi & Tılsım Profesörü & Slytherin Bina Sorumlusu
Kan Durumu : Safkan. Uyruk : Amerikan. Mesaj Sayısı : 34 Kayıt tarihi : 25/04/10
| Konu: Sihir Bakanlığı Alımları Salı Mayıs 11, 2010 8:45 pm | |
| Sihir Bakanlığı'nda görev isteyen üyelerimizin aşağıdaki formu eksiksiz doldurmaları gerekmektedir. Sihir Bakanlığı kadrosu için lütfen Meslek Kadrosu adlı başlığa bakınız.
- Kod:
-
Ad ve Soyad: İstenilen Rütbe: Yaş: Örnek Rol Oyunu: | |
|
Julian Whisper Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü
Rp Sevgilisi : yok daha dur yeni.. Kan Durumu : Safkan Uyruk : Melez~~ Yarı İtalyan yarı İngiliz Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 15/05/10
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi Mayıs 15, 2010 1:02 pm | |
| Ad ve Soyad:Julian Whisper İstenilen Rütbe:Sihir Bakanı Yaş: 32 Örnek Rol Oyunu: - Spoiler:
Bitki bilim dersinin ardından çoğu öğrenci gibi seralardan çıkmak istemiyordu Nathan. Bunun sebebi profesöre aşık olması ya da dersi çok sevmesi değildi tabiki; onca boğucu günlerin ardından kendini salıvererek gökyüzünden düşen yağmur damlalarıydı sebep. Çoğu öğrenci sabahki sıcak ve nemli havaya aldanarak yanlarında cüppelerini getirmemişti; ne yazıktır ki Nathan da bu aval grubun içindedir. Kapıda yığılmış kalabalığın içinde sıkışmış ve canı sıkkın bir şekilde dışarıda şapır şapır yağan yağmura bakıyordu. ne yapacağını düşürken iyice kalabalıklaşan etrafındaki topluluk birbirini ezer hale gelmişti. Bir kişinin ayağına basmasıyla canı yanan Nathan sinirli bir şekilde kalabalığı yararak kendini seradan dışarı savurdu adeta. Toprak zeminde durmayı zar zor başararak son anda çamura bulanmaktan kurtulmuştu. İyice sinirlenen Nathan ıslanarak gözünün önüne düşen saçlarını geriye atıp hızlı adımlarla okula doğru yöneldi.
Okulun geniş merdivenlerinden çıkarken ikişer ikişer atlayan Nathan içeri girdiğinde sırılsıklam olmuştu çoktan, kolundaki saate bakarak derse girmeden önce üstünün değiştirebilir miydi, onu düşünüyordu. Ama bu imkansızdı birkaç dakika sonra derslikte olması gerekiyordu. Sırılsıklam ve çamur içinde olan paçalarına bakarak kederli bir şekilde tekrar yola koyuldu. Ders Tılsım’dı. Adımlarını hızlandırarak geç kalmamaya çalışıyordu ama bunun dersliğe girdinde nafile olduğunu anladı. Profesör bütün sınıfı hazırlamış bir şekilde makamında oturuyordu. Hemen boş bir yere kendini atan Nathan üşümesine engel olarak derse adapte olmaya çalışıyordu. Ondan sonra üç beş öğrenci daha girmişti sınıfa; onlarında durumu Nathan gibiydi, sınıfın geneline göz gezdiren Nathan çoğunun sırılsıklam olduğunu görerek içinde istemsiz bir haz duydu.
O gelmeden önce masaya konmuş olan kitaba ve yanında duran tüye bakarak derste ne işleyeceklerine anlam vermeye çalışıyordu. Meraklı bir şekilde kitabı eline alarak şöyle bir karıştırmaya başlamıştı Nathan. Kısa bir süre sonra –sınıfta bulunan öğrenci eksikliklerinin tamamlanmasıyla- Profesör derste işleyecekleri büyüyü söyleyip biraz bilgi verdikten sonra herkesi önündeki tüylerle baş başa bırakmıştı. Nathan tüyü eline alarak küçümser bakışlarıyla elinde çevirdikten sonra masaya bırakarak kısık sesle bir “hıh” sesi çıkarıp asasını eline aldı. Basit bir şeydi, başarabileceğine kesin gözüyle bakıyordu. kendini beğenmiş bir yüz ifadesiyle profesörün biraz önce gösterdiği şekilde asasını hareket ettirerek büyülü sözleri söyledi; “Wingardium leviosa…”. Ses tonundaki küçümsemeyle büyüyü yapamayışı yüzünden hızla değişen yüz ifadesi pek uyumsuzdu. Büyüyü başaramamanın verdiği hırsla önüne gelen ıslak saçlarını geri atan Nathan kitabının sayfalarının su içinde kalmasına neden olmuştu. kitabı sert ve sinirli bir şekilde kapadıktan sonra kollarını bağlayıp arkasına yaslanarak önünde duran tüye pis bir bakış fırlattı! Nasıl yenilgiyi kabul ederdi, bu ona gerçekten çok tersti. Bu Nathan’ın da kafasına dank etti. Kısa bir süre sonra kitabını kapamadan önce sıraya fırlatırcasına bıraktığı asasını gerisin geri eline alarak tekrar ucunu tüye çevirdi. Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldıktan sonra net ve anlaşılır bir şekilde komut verir gibi “Wingardium leviosa” dedi. Bir ada sıranın üstünde birkaç karış yukarı doğru havalanan tüye bakarak gururla gülümseyen Nathan’ın aklına hemen eğlenceli ve hayli pislik şeyler gelmişti. Aklından haylaz düşünceler geçerken asasının ufak hareketleriyle sağa sola, öne arkaya hafif hafif hareket eden tüyüne bakıyordu, sinsilikle parlayan gözlerle. Tüyün hareketlerine tamamen yön verebildiğini anlayan Nathan tüy üzerinde sağladığı hakimiyeti kullanarak onu birkaç sıra önünde oturan ve hala tüyünü havalandıramamış olan Hufflepuff bir çocuğun kulağının tam arkasına doğru yavaşça yönlendirdi. Asasını sanki bir orkestra şefiymiş de o anda hafif bir keman sonesi yönetiyormuşçasına hafif bir şekilde ileri geri oynatıyordu. Yumuşak asa dokunuşunun etkisiyle ileri geri hafifçe salınan tüy hafif hafif Hufflepufflı çocuğun kulağını sıyırıyordu. Bir anda rahatsız bir şekilde kulağı gıdıklanan çocuk elini hızla kulağının yanına götürerek onu gıdıklandıran şeyi başından savmak istercesine elini savurdu. Refleksleri harekete geçen Nathan bir anda sağa doğru sert bir şekilde oynattı asasını. Olan o an oldu zaten; hızla yana doğru hareket eden tüyün sivri ucu çocuğun hemen yanı başında oturan kızın yanağına batmıştı. Acıyla inleyen kızın kanayan yanağına bakarak yakalanma korkusuyla panik olan Nathan asasını elinden bırakmıştı. Merakla kıza çevrilen gözlere aldırmamaya çalışarak sınıfın tavanını inceliyordu.
Ceza alabileceği ve herkesin tüyü önündeyken onunkinin olmayışı bunu garantileyebilirdi. Bu işten kurtulmak için biraz önce bıraktığı asasını geri alarak hemen yanında duran ve pür dikkat kıza bakan Ravenclawlu çocuğun tüyüne yönelten Nathan pratik bir şekilde tüyü kendi önüne getirdi ve hafif bir şekilde sırasına bıraktı. Buna pek gerek yoktu. Profesör onlarla pek ilgilenmiş gibi durmuyordu ki ilgilenilecek kadar büyük bir hasar da yoktu; sadece ufak bir çizik oluşmuş birkaç damla kan çıkmıştı. Ortalık çabuk yatışmış, herkes tüylerine geri dönmüştü. Asası elinde arkadaşından aldığı tüyü sıkkın sıkkın başının üstünde çeviren Nathan artık saniyeleri sayar hale gelmişti. Hem çok sıkılmış hem de karnı epey acıkmıştı; zil çalar çalmaz fırlayıp çıkmak üzere hazırlıyordu kendini ama dakikalar geçmek bilmiyordu. On ikide öğle yemeğinden önce derse girmek şuan ona acı veriyordu. Artık tüyle oynamaktan sıkılan Nathan asasını önünde duran ağır kitaba çevirmişti; birkaç kere denedikten sonra onu da havalandırmayı başarmıştı ama tüy gibi hafif bir iniş yaptıramamıştı kitaba. Büyük bir gümbürtüyle sıranın üstüne düşmüştü kitap. Tam o sırada zilin çalması Nathan için büyük bir şanstı. Hemen yerinden fırlayarak kendini Hogwarts’ın taş koridorlarına atmıştı.
| |
|
Carlie Myracle Astronomi Profesörü & Gryffindor Bina Sorumlusu
Rp Sevgilisi : Yok. Kan Durumu : Safkan Uyruk : Amerikan. Mesaj Sayısı : 39 Kayıt tarihi : 14/05/10
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi Mayıs 15, 2010 1:05 pm | |
| Sevgili Julian, şuan Sihir bakanı alımı yapmamaktayız, lütfen başka bir dala başvuru yapınız. ^^ | |
|
Yoon Chea Hye
Kan Durumu : Safkan Mesaj Sayısı : 1 Kayıt tarihi : 02/06/10
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Çarş. Haz. 02, 2010 4:27 pm | |
| Sihir Bakanı alımı açıldı mı acaba? | |
|
Carlie Myracle Astronomi Profesörü & Gryffindor Bina Sorumlusu
Rp Sevgilisi : Yok. Kan Durumu : Safkan Uyruk : Amerikan. Mesaj Sayısı : 39 Kayıt tarihi : 14/05/10
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz Haz. 06, 2010 12:50 pm | |
| | |
|